(ANKARA) – TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu’nda bilim insanları milletvekillerine sunum yaptı. Uzmanların “altın madenciliğin önemi ve siyanürün insan ve çevreye zarar vermeyeceği” yönündeki açıklamaları, muhalefet milletvekillerinin eleştirilerine sebep oldu. CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, “Hocalarım da siyanürü o kadar güzel anlatıyorlar ki yani siyanürün sanki doğaya, çevreye hiçbir zararı yok. Biraz da Hocam, şu bölünmeyi de anlatırsanız, ‘Orası böyledir ama şu da şöyle olur, şunu yaparsak da… Burada onları da duymak istiyoruz. Siyanürü can Erzincan’ın tulum peyniri gibi anlatıyorsunuz” diye konuştu.
Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan Çöpler Altın Madeni’nde 9 işçinin toprak altında kaldığı liç kaymasıyla ilgili TBMM’de kurulan İliç Maden Kazası Araştırma Komisyonu, İliç’te maden alanı ziyaretinin ardından, bugün saat 14.00’te Komisyon Başkanı Atay Uslu’nun başkanlığında altıncı toplantı için bir araya geldi.
TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu, İstanbul Teknik Üniversitesinden akademisyenleri dinledi. Komisyon bir altın maden sahası inceleyecek, İliç’teki şirket komisyonda dinlenecek. Ayrıca komisyonda gündeme gelen 300’ün üzerinde soru da ilgili bakanlıklar tarafından 10 Haziran’a kadar yanıtlanacak.
İstanbul Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kumral başkanlığında, Prof. Dr. İrfan Yolcu Bal, Doç. Dr. Mustafa Özer, Doç. Dr. Cüneyt Atilla Öztürk ve Doç. Dr. Ömer Ündül milletvekillerine sunum yaptı.
“Kanser yapıcı etkisi yoktur”
Uzmanların altın madenciliğinin önemi ve siyanürün insan ve çevreye zarar vermeyeceğine ilişkin açıklamaları muhalefet milletvekillerin eleştirilerine sebep oldu. “Altın Madenciliğine Genel Bakış 13 Şubat 2024 Tarihli Maden Kazası Geçici ve Kalıcı Depolama Alanlarının Değerlendirilmesi Çözüm Önerileri” başlıklı sunumda siyanürün “Kanser yapıcı etkisi yoktur, kanserojen olmayan D Grubu bileşenleri arasındadır” ifadeleri yer aldı.
“liçin tasarımı… yığın liçinin kimyasallı suya doyması… arazi kontrolünde oluşan zaafiyet”
Madende liç yığının çökmesine ilişkin sebepler arasında “Yer seçimi, miktar ve alanın uyumsuzluğu, liçin tasarımı, yığın liçinin kimyasallı suya doygun hale gelmesi, arazi kontrolü ve yönetiminde oluşan zaafiyet” konuları yer aldı.
Uzmanlar, İliç’te de komisyon üyelerine yaptıkları sunumda kaymanın sebeplerine ilişkin açıklamaların aynısını komisyonda da tekrarladı. Bu çerçevede, yığın liç taneciklerinin boyutu nedeniyle liçe verilen kimyasallı suyun “geçirgenlik seviyesini” düşürdüğü, bu nedenle “göllenmeler” meydana geldiği, kaymaya sebep olabileceği” belirtildi.
Doç.Dr. Cüneyt Atilla Öztürk, sunumunda “altının önemini” anlatarak, Türkiye’nin altın üretimiyle kendi ihtiyacını karşılamadığını belirtti.
CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, “Cüneyt hocam, çok teşekkür ediyoruz. İliç’te de sağ ol, çok güzel anlattın. Öyle güzel anlattın ki sanki hepimizin liç yığının içine girmesi lazım gibi anlattın, Allah’ım senden 500 bin defa razı olsun” dedi.
Doç. Dr. Mustafa Özer de “Türkiye’de altını elde etme yönteminde kimyasallardan birinin siyanür olduğunu” söyledi. Özer, “yüzde 84 oranında bizim yöntemimiz yine siyanürle zenginleştirme yöntemi” dedi.
Deniz Yavuzyılmaz: “Asıl para orada”
CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz da “Siyanürün toprağa karışmasının ardından zararlı kimyasalları da açığa çıkartma ihtimali”ne işaret etti. Özer, “Siyanür, madencinin umursamadığı, maden üretimi yapanların hiçbir zaman dikkate almadığı, ‘yerin altına geçerse geçsin be kardeşim, benim için sıkıntı yok’ diyebileceği bir şey değil, çünkü asıl para orada, altın orada” şeklinde konuştu.
Yavuzyılmaz, “Yani aslında diyorsunuz ki ‘Yığın liç dağından kayan kütleyi şu anda şirket içinde siyanür olduğu ve altın olduğu için de iştahlı bir şekilde bir yere taşıyor, onu işlemden geçirecek, içindeki altını da böylece almış olacak. Maden şirketinin bakış açısı budur’ diyorsunuz yani” diyerek eleştirdi.
Bunun üzerine Komisyon Başkanı Atay Uslu araya girerek, “Biz hocalarımızı dikkatlice dinlemek istiyoruz, sonuna kadar dinlemek istiyoruz. Ondan sonra size söz vereceğiz, söz verdiğimizde de tekrar sorularınızı sorabilirsiniz” dedi.
Sarıgül: “Siyanürü can Erzincan’ın tulum peyniri gibi anlatıyorsunuz”
Sarıgül ise sunuma ilişkin eleştirilerine devam ederek şunları söyledi:
“Canım Başkanım, sizin demokrasi anlayışınıza, hoşgörünüze gerçekten çok teşekkür ediyoruz ama canım hocalarım da siyanürü o kadar güzel anlatıyorlar ki yani siyanürün sanki doğaya, çevreye hiçbir zararı yok. Biraz da Hocam, şu bölünmeyi de anlatırsanız, ‘Orası böyledir ama şu da şöyle olur, şunu yaparsak da… Burada onları da duymak istiyoruz. Siyanürü can Erzincan’ın tulum peyniri gibi anlatıyorsunuz, kurban olayım.”
“Aklamak ya da aklamamak gibi bir derdimiz yok”
Prof. Dr. Kumral ise “Bugün ülkemizde veya dünyada yüzlerce kişi elektrik çarpmasından ölüyor, biz ‘elektrik kötü’ diyor muyuz vekilim, demiyoruz. Ben şunu söyleyeyim, siyanürle ilgili toplumumuzda yanlış algılar var. Biz size burada belki bugüne kadar duyacağınız siyanürle ilgili en doğru bilgileri veriyoruz. Aklamak ya da aklamamak gibi bir derdimiz yok” diye konuştu.