Ekonomik çöküşün sonucu: Tabağımızdaki zehir

Kaliteli gıdalar erişmesi gittikçe zorlaşan bir lüks haline geldi. Her şeyde olduğu gibi düzgün gıdalara erişememek ülkemizi kasıp kavuran sorunlardan biri. İhmal ve beceriksizlik boğazımızdan geçenlere de sıçramış durumda. Kaliteli gıdalara erişim, lezzetli yemeklerden çok daha fazlası; kaliteli gıdalara erişim sağlıklı bir yaşam için gerekli.

GIDA KALİTESİNDE DÜŞÜŞ

Yaşadığımız ekonomik problemlerle birlikte gıdalardaki kalite düşüşünü hepimiz fark etmişizdir. Bu durum, dünyanın dört bir tarafında ülkemizden ihraç edilen tonlarca gıdanın geri gönderilmesiyle doğrulanmış durumda. Yüzeylerindeki pestisitlerden içlerindeki zararlı kimyasallara ve bakterilere kadar; gıdalar üretilirken tüketici sağlığının öncelik olmadığı aşikâr.

Bunun en büyük sebeplerinden biri etkili denetiminin olmamasıdır. Durum böyle olunca gıda şirketleri ürün kalitesi ve uygun fiyatlar için rekabet etmezler. Maliyetleri azaltıp fiyatları şişirirken tüketici sağlığını umursamaları bile gerekmez. İnsanın en temel ihtiyacından olan yemek, şirketler için bir kâr aletine döner.

TÜKETİCİLER NASIL TEPKİ VERİR

Bu durumun farkında olan tüketiciler daha yüksek meblağlar verir, daha pahalıya “organik”, “serbest-gezen” etiketleriyle alışveriş yapar. Sağlığını iyi tutmak amacıyla bir yıl içerisinde binlerce lira fazladan harcama yapar. Üstelik bu ürünlerin, etiketlerin iddia ettiği gibi, daha sağlıklı olduğunu doğrulamak da çok zordur.

Daha ‘sağlıklı’ ürünlere parası yetmeyen tüketiciler ise kötü koşullar altında üretilen, ucuz ve kalitesiz gıdalar almak durumunda kalır. Yüksek gelirli aileler düzgün gıdalar alıp sağlıklı bir hayat yaşarken düşük gelirli aileler kötü gıdalar tüketip sonuçlarına katlanmak zorunda kalır. Bu sonuçların başında sağlık problemleri gelir.

Kalitesiz gıdaların tüketimi, beraberinde sağlık problemleri getirir. Toplum içinde ıtri denilip geçilen, nereden çıktığı belli olmayan birçok sağlık probleminin temeli kötü gıdalara dayanır. Ekonomik ve sosyal çöküş hayatın her alanına girmiş durumda.

Obezite, şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi kronik sağlık problemleri kötü gıda tüketimi ile bağlantılıdır. Bu sağlık problemleri giderek artmakta. Kaliteli gıdaya para veremeyen vatandaş, eninde sonunda sağlık problemleri yaşar. “Ucuz etin yahnisi yavan olur.” Ama tüketicinin başka çaresi yok.

GIDA KALİTESİZLİĞİNİN UZUN VADELİ ETKİLERİ

Kötü gıdaların arttırdığı sağlık problemlerinin uzun vadeli etkileri gelecekte hepimizi çok zorlayabilir. 2025 yılında altmış beş yaş ve üstü grup nüfusun yüzde on birini oluştururken, 2050 yılında bu sayı yüzde yirmi iki olacak. Benzeri şekilde çalışma yaşında olan nüfus oranı da düşecek. Yani 25 yıl içerisinde çalışan nüfusun üzerindeki emeklilik fonuna yatırılan zorunlu desteklerin yükü günümüzdeki seviyelerin en az iki katına çıkacak.

Günümüzde kötü gıda kullanımı dolayısıyla artacak kronik rahatsızlıkların faturası bir noktada kesilecek. Sağlık problemleri giderek artacağı için, sağlık harcamaları da giderek artabilir. Gelirimizin giderek artan bir kısmını sağlık problemlerine ayırmak zorunda kalabiliriz. Bugünün yanlış politikalarının faturası, gençlere ve çocuklara kesilecek.

Yaşlanan nüfus ve zorlanan sağlık sistemi üzerine daha da fazla sağlık problemlerinin oluşması yaşam kalitesini etkileyebilir. Sağlık sistemlerinin mevcut yükü ve artan problemler göz önünde bulundurulduğunda, bu sistemler gelecekte ciddi tıkanmalarla yüzleşebilir.

TÜKETİCİNİN ELİNDEN NE GELİR

Sonuç sadece sağlık sorunları değil. Sağlık temelli sorunlar hayatın en temel kısımlarını etkiler. Düzgün beslenememek, eğitim hayatını ve iş hayatını da etkiler; uyuduğumuz uyku bile kötüleşir. Öğrenciler ve çalışanlar başarısız, yorgun ve bitap hale gelir. Kötü gıdalar sağlığın yanında bolluğu ve rahatı azaltır.
Bu sorunlarla başa çıkmak için tüketici kendisi girişimlerde bulunabilir. Yerel üreticilerden alışveriş, balkonlarda ve bahçelerde elden geldikçe sebze-meyve yetiştirmek, mevsim dışı ürün tüketmemek, tarım-kredi kooperatiflerinden alışveriş yapmak, etiketleri dikkatlice kontrol etmek bunlara örnektir. Ancak sadece bunlar yeterli olmayacaktır; tüketicinin kendi gücüyle yapabilecekleri sınırlıdır.

Sorumluluğun önemli bir kısmı yöneticilerdedir. Yöneticiler, düzgün denetleme sistemleri kurmadıkça, cezalar daha caydırıcı olmadıkça, gıdaların kontrolü için yeterince laboratuvar ve bilim insanı olmadıkça, yolsuzluk devam ettikçe gıda ile bağlantılı sorunlar derinleşmeye devam edecektir.

Gıdaların düzgün olması ve insan sağlığına uygun üretilmesi son derece önemlidir. Bugün kâr için vatandaşı kötü gıdalara mahkûm bırakmak son derece yanlıştır. Bugün kâr etmek demek, yarın maliyetini ödemeyeceğiniz anlamına gelmez. Enflasyon ve yüksek maliyetler, halkı zehirlemek için bahane değildir. Uygun fiyatlarla kaliteli gıda temin edemeyen ve ucuz hilelerle ayakta kalan şirketler var olmamalıdır.

Ardıç Üçyıldız

Related Posts

Spot piyasada doğal gaz fiyatları

Spot piyasada doğal gaz fiyatları

Mehmet Şimşek: Yapay zekâ ile bürokratik süreçleri azaltıyor, hızlı ve kaliteli hizmet sağlıyoruz

Mehmet Şimşek: Yapay zekâ ile bürokratik süreçleri azaltıyor, hızlı ve kaliteli hizmet sağlıyoruz

Borsa İstanbul’un dev yatırımcısı 10 hisseden çıktı

Borsa İstanbul’un en büyük yatırımcılarından biri olan BofA, kapanış gününde 5,37 milyar TL net satış yaparak 10 hisseden çıktı.

Mısır taban fiyatına çiftçilerden tepki: Seneye ekmeyeceğiz, devlet eksin

Osmaniye’de çiftçiler TMO’nun 11 bin 300 liralık mısır taban fiyatına “Kâr yok, sadece banka kredisi var, borcumuz var, ödeyemeyeceğiz. Çiftçiliği bırakacağız.” diye tepki gösterdi.

Kırsal kalkınmaya hibe desteği

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Kırsal Kalkınma Destekleri kapsamında, proje sahipleriyle hibe sözleşmeleri imzalandı. İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, imza töreninde yaptığı açıklamada, desteklenecek projelerin detaylarını paylaştı. Bu …

BDDK’dan Team Finansman’a faaliyet izni

BDDK’dan Team Finansman’a faaliyet izni